Mart 27, 2014

Öykü (:

Sevgili arkadaşım, 

Çok önceden açtığım bir blog vardı, arada birşeyler yazardım falan. Şimdi sildim onlzrın hepsini. Annenin fotoğrafı da vardı hatta (: Sadece ilk yayını bıraktım ki blogun ilk hangi tarihte açıldığını görelim diye.

Anneni çok özlüyorum be bebit. Eskiden çoook eskiden beri dostuz biz onla. O zaman ne sen vardın ne de baban. Baban ilk piyasaya çıktığı zaman kıskanmıştım hatta, bu uzun da nerden çıktı yaae demiştim. Neyse ki çok sevdim onu da, sanki o olmazsa annen eksik kalırmış gibi geldi sonrasında. Şimdi de sen geliyorsun. Çok şanslı bir bebek olacaksın sen, sonra çok şanslı bir çocuk, sonrasında genç kız..Çünkü çok tatlı bir annen var, böyle minyon mu minyon. Birazcık aklı çıktı sana hamile kalınca toparlacık bir şey olacak diye ama fıstık gibi oldu. Ebru Şallı bir, annen iki. Şimdi Ebru Şallı kim diyeceksin, sormakta haklısın bebit. Çünkü sen bunları okuyacak kıvama geldiğinde o muhtemelen bir rehabilitasyon merkezinde tedavi görüyor olacak, neyse üstüne konuşmaya gerek yok (: Hımm neden şanslı olduğun konusuna dönecek olursak, baban da on numara bir insan bebeğim. O uzun boylu ama çok iyi birisi. Biraz ele avuca geldiğinde onun bu uzun boyunu bir avantaj haline çevirebilirsin bence ;) Açıkçası ben babamın omuzlarında gezmeye bayılırdım. Hımm, ayrıca seni dört gözle bekleyen anneannen, babaannen ve deden olacak ki iki tarafta da ilk ve tek torun olduğun için çılgın atabilirsin, herşey serbest. Tabii bunlar aramızda kalsın çünkü göreceksin ki büyükler aman çocuğu şımartmayalım cümlesi kuracaklar. Varsın kursunlar, ben seni şımartacağım (: Mesela yeğenim var benim, Ece, sen de büyüyünce çok iyi anlaşacaksın onunla. O kadar ponçik birşey ki. Onu şımartıyoruz biz işte.

Sonra biz varız mesela, annenle babanın dostları. Övünmek gibi olmasın ama çok iyiyizdir. Gezelim, tozalım, yemek yiyelim, yemek yiyelim ve sonrasında yine yemek yiyelim isteriz hep (: Daha doğmadan o kadar çok gezdin ki. Bu açıdan da şanslısın işte. Her ne kadar ben İstanbul' da olamasam da hep yanında olacağım senin bebit, böyle yazacağım sana, dertleşeceğim seninle. Belki de en eski dostun ben olurum, ne dersin ;)

Şu aralar öyle garip günler yaşanıyor ki memlekette bebeğim..Canım çok sıkılıyor bu yüzden, okudukça birşeyleri içim sıkılıyor. Şu an George Orwell' in 1984 diye bir kitabı var, onu okuyorum. Adam kitabı 1948 yılında yazmış 1984' ü kurgulayarak. Şimdi sana kitabı anlatmayayım bebit çünkü büyük ihtimalle sen büyüdüğünde bu kitap hala klasiklerden biri olacaktır. Belki ciltli bir roman olarak okuyamazsın ama e-book olarak kesinlikle okursun (: Neyse, bu günler geçecek, daha yaşanabilir bir ülke olacağız. İşte o zaman sen bunları okuyup bir tarihe tanıklık etmiş olacaksın. 

Artık yazıyı bitirmem lazım çünkü altıma yapacağım. 2 gündür diyet yapıyorum, içtiğim suyun haddi hesabı yok. Evet Öykücüm, bildin sen onu, tombul biriyim ben (: 

Öps :*
 
Free Hit Counter